Ana içeriğe atla

BİR RÖPORTAJ: ALCOHOLIC FAITH MISSION


Yaz röportajlarımız devam ediyor....Bu kez konuğumuz Danimarka'dan "Alcoholic Faith Mission"...Kendilerini daha evvel bu sayfalarda tanıtmış idik...Grubun kurucu üyelerinden sevgili Thorben Seierø Jensen sorularımı içtenlikle yanıtladı...((click here, to read the interview in english)

Kendilerine bir kez daha teşekkür ederken, grubu daha yakından tanımak isteyen sabırsız blog okuyucuları için röportaj faslına başlayalım:

LBYL: Bir araya gelip, grup kurma fikri nasıl oluştu?

AFM: Sune ve ben (Thorben) 2005 yılında ikili olarak grubu kurduk ve 2006 senesinde ilk albüm Misery Loves Company'i yayımladık..Daha sonra gruba daha fazla kişi katmaya karar verdik, böylelikle aramıza Kristine, Gustav, Morten veAnders katıldı..

LBYL: Bugüne kadar hangi ülkelerde sahne aldınız? En etkileyicisi hangisi oldu?

AFM: Avrupa'nın bir çok ülkesinde, Amerika ve Kanada'da sahne aldık..(Türkiye için hala fırsat kolluyoruz) Bu güne kadar en unutulmazı Almanya konseri oldu..Sokaklardaki insanlar çok cana yakın ve tatlı, izleyiciler ise katılımcıydı...Konser biletlerimiz yok satmadıysa bile, yoka yakındı !

LBYL: Konserlerde canlı çalmaktan hoşlandığınız özel bir şarkı var mı?

AFM: Evet..İkinci albüm 421 Wythe Avenue'den "Nut in your Eye"ı mutlaka çalıyoruz..Bu şarkıda direkt dinleyiciye geçen güzel bir enerji var, ve çalmak bizim için her zaman bir zevk.

LBYL: Peki siz bu günlerde kimleri dinlemektesiniz?

Chet Baker desem çok mu un-indie olur? :) Biraz olsun Jazz enjeksiyonu her zaman iyidir !

LBYL: Sizin için son yılların unutulmaz olayı ne oldu?

AFM: 2011 ve 2012'de Roskilde Festival'de çalmak ! 2011 yılı festivaldeki ilk yılımızdı ve Iron Maiden, PJ Harvey, Oh Lola gibi isimlerle çaldık..Ve 2 hafta önce Kopenhag Kolektifi'nin bir parçası olarak (bizimde parçası olduğumuz Kopenhag'lı gruplardan oluşuyor)  yine bu festivalde sahne aldık..İyi arkadaşlarımızla 14.000 kişinin önünde sahne almak benzersiz bir deneyimdi..Tabii ki burada bahsedemeyeceğimiz kadar fazla organizasyonda sahne aldık ama son ikisi hayatımız boyunca unutamayacağımız bir dövme olarak akıllarımıza kazındı !

LBYL: Debut albüm "Misery Loves Company"den bugüne 6 sene geçmiş..Bu süreç içerisinde müziğinizdeki değişimi nasıl tarif edersiniz?

AFM: Aslında lo-fi akustik bir sound'dan daha ambient ve ince bir sound'a kaydık diyebiliriz..Grup olarak ve müzikal anlamda gelişmek için farklı sesler denerken, bu bizim için doğal bir süreç olmuştur..İnsanlar bu nedenle yaptığımız müziği belirli bir tarz ile isimlendirirken zorlanıyorlar, -ki bu hoşumuza gidiyor, çünkü bu durum bizim bir tarza bağlı olmadığımızı ve keşfetmeye açık olduğumuzu gösteriyor..

LBYL: Bu albümün ilginç de bir kayıt hikayesi var..Biraz bahseder misin?

AFM: Misery Loves Company, gece geç saatlerde ve çok sarhoş olan iki adamın laptop'la ortalıkta sürtmesiyle başladı...Öğlen uyanıp kaydettiğimiz şeyi dinlediğimizde, bunu yeniden yapmamız gerektiğine karar verdik..Ve yaptık da..Bunun için bazı temel kurallar belirledik:
1. Kaydedilen hiçbir şeyi silme, oradaki her şey "tek çekimlik"ti.
2. Her zaman gece kaydet.
3. Her zaman sarhoş kaydet.
4. Sadece mum ışığında kaydet.

LBYL: Müzik dışında nelerle ilgileniyorsunuz?

AFM: Yemek !! Bu, gruptaki herkes için geçerli, biz birer yemekseveriz ! Hepimiz pişirmeyi, ve bizim için pişirilmesini seviyoruz :)

LBYL: Şarkı sözlerini kim yazıyor? 

AFM: Bu galiba ben oluyorum :)

LBYL: Klasik olarak röportaj sonunda sorduğumuz...Türkiye ve Türk müziği hakkında bir fikriniz var mı?

AFM: Çok fazla yok...Grup olarak hiç orda bulunmadık..Ama gruptan bir kaç kişi tatil için gittiler..Gerçekten kısa zaman içinde orada çalmayı çok isteriz !

LBYL: Son olarak buradaki dinleyicileriniz için eklemek istediğiniz bir şey var mı?

AFM: Biz her zaman hayran kitlemizi genişletmek istiyoruz..Bu nedenle SİZ (Türkiye'nin güzel insanları) oraya gelmemiz için biraz gürültü çıkarırsanız çok memnun oluruz !! Türk dinleyicilerimizin olduğunun farkındayız ve hepsine bizi takip edip sevdikleri için ÇOOOOK teşekkür ediyoruz !! 

Yorumlar