Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Goodbye Karelle - Hugh Greene & The Lucies Made Me

Muhteşem bir yetenek bugün keşif sahnemize konuk oluyor. Montreal'den şair, oyuncu, söz yazarı ve şarkıcı Karelle Tremblay'e "merhaba" deyin. " Hugh Greene & The Lucies Made Me" adını verdiği ilk albümünü 15 Eylül'de yayımlayan müzisyen, hemşehrisi Leonerd Cohen'in açtığı güçlü lirik akımdan beslense de Mitski ve Snail Mail gibi daha keskin ve modern bir müzikal prodüksiyonla yoluna devam ediyor.  Yolculuğunu, sanatçının kendi sözlerinden dinleyelim: “Neredeyse üç yıl sonra, şarkıcı-söz yazarı olarak ilk albümümün sonuna geliyorum. Müzik konusunda profesyonel bir eğitimim olmamasına rağmen çocukluğumdan beri bu sanatın içinde olduğumdan, genç yetişkinlik hayatım boyunca yaşadığım en karmaşık deneyimlerin yanı sıra, gönül kaprislerinin en basit detaylarından da ilham aldım. Quebec ve İngiliz Kanada'sında 10 yılı aşkın bir süredir film ve televizyon sektöründeyim, dolayısıyla zaten bir imajım ve profilim var. Ama bu beni temsil ediyor mu? Bu pr

Bir Röportaj: Biggi Veira (Gusgus)

  ( Click here for English) İzlanda'nın dünyamıza en güzel hediyelerinden biri olan Gusgus hakkında, kısa süre önce yeni albümleri ve video klip şarkıları vesilesiyle  burada  bahsetmiştik. Yine İzlandalı Vök'ten Margret Ran'ı da ekibe dahil eden Gusgus, 24 Kasım Cuma akşamı Babylon'da sahne almaya hazırlanıyor. Bunu fırsat bilip, Biggi Veira ile konser öncesi Skype bağlantısı yapma şansı yakaladım. Keyifli okumalar! Selam, her şey yolunda mı? Şu an İzlanda'da mısın yoksa İstanbul'a geldin mi? Merhaba, teşekkürler.  İzlanda'dayım, yarın hareket edeceğiz. Bir müzisyen olarak İzlanda'da bulunmanın artı ve eksileri neler? Buradan bakınca cennet bir ülke gibi görünüyor. Berlin, Londra ya da Amerika gibi ana arterlerden uzaktayız. Bulunduğum şehir çok küçük, müreffeh bir yer olmasına rağmen yapabileceklerin sınırlı.  Öte yandan tekno sahnesi burada çok derin değil. Tabii ki yarı-kulüp diyebileceğim yerler ve özellikle yazın bazı rave partilerimiz var. Fakat

Gusgus - Unfinished Symphony

İzlanda'nın dünyamıza en güzel hediyelerinden biri olan Gusgus, 10 Kasım'da yayınladığı DanceOrama albümünde yer alan Unfinished Symphony şarkısı için hazırlanan video ile karşımızda! Adını Kuzey Afrika'nın (ve sonrasında Orta Doğu'da bir çok ülkenin) geleneksel yemekleri arasında yer alan "kuskus"tan alan grup, bu yemeği ise 1974 Almanya yapımı bir film olan " Ali: Fear Eats the Soul" sayesinde ilk kez duyuyor ve kararlarını veriyorlar. Ülkemizde de bir çok kez performans sergileyen ekip, kuzey ışıklarını bir kez daha İstanbul'a taşımak için 24 Kasım'da Babylon sahnesinde olacak.

Nightbus - Exposed to Some Light

Dans pistini terk etmekle eve dönmek arasındaki ürkütücü gece boşluğunu yakalayan bir sound. Şehrin karanlık sokaklarını arşınlayıp, koyu bir gece yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?  Keşif sahnesinin yeni konuğu için kutsal topraklara gidiyoruz. Manchester'dayız. Başka bir deyişle Madchester. Kasvetli gece yolculukları tadında müzik icra eden üçlü, Şubat ayından bugüne 3 şarkı paylaştı. Son şarkıları ile bir miktar ışığa maruz kalan grup, Kasım ayı boyunca memleketlerinde konserler vermeye devam edecek.  Nightbus ile yolculuğa çıkmadan önce, şarkı hakkında kendi sözlerine kulak verelim: " Hatırlanmayan bir nostaljiye boğulmuş, altta yatan dehşet duygusu ve karanlık bir sinerji içeren bir parça."

Sleater-Kinney - Say It Like You Mean It

Amerikalı grup Sleater-Kinny 3 yıl aradan sonra, 19 Ocak'ta yeni albümleri "Little Rope"u yayımlamaya hazırlanıyor.  "Küresel krizler ve kişisel trajedi" ile ilgili bir albüm yaklaşmaktayken, ikilinin son single şarkısı Say It Like You Mean It'e kulak kabartalım:

Warhaus - Popcorn

Yakın zaman önce Mix Festival'de bir kez daha izlediğimiz Warhaus'un yeni şarkısı Popcorn bugün yayımlandı. Belçikalı müzisyen  Maarten Devoldere, bu şarkıda yıllar sonra Slyvie Kreusch ile tekrar bir araya geliyor.

Sun Child - Ghost

Bugün keşif sahnesinde Florida'dan bir ismi ağırlıyoruz: Brooke Garwood. Kendine özgü vokal tarzı ile College of Charleston'a devam ederken çeşitli topluluklarla performans sergileyen şarkıcı ve söz yazarı müzisyenin solo projesi Sun Child, geçtiğimiz yıldan beri yeni şarkılar yayımlıyor.  Dream pop/folk tarzında şarkılar söyleyen Garwood, Nisan ayında "Everything" adını verdiği ilk EP'sini çıkardı. Albüme adını veren şarkı ile ilgili olarak kendisine kulak kabartalım: “Şarkı, ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun, her şeyin bir nedenden dolayı gerçekleştiği gerçeğini kabul etmekle ilgili. Şu anki zihniyetim bu. Olması gereken şey gerçekleşecek. Eğer müziğim insanlara yardımcı oluyorsa ve insanlar onu dinlemek istiyorsa bu harika. Ama değilse o zaman bu da sorun değil." Son olarak 27 Ekim'de Ghost isimli bir şarkı paylaşan müzisyenin Everything EP'sini ise buradan dinleyebilirsiniz.

Ebony Lamb - Come, Put a Record On

  Keşif sahnesinin yeni konuğu Ebony Lamb'i tanımak için Yeni Zelanda'ya uzanıyoruz. Tüm şarkı sözlerini kendi yazan ve aynı zamanda profesyonel bir fotoğrafçı olan Lamb; folk, caz, soul ve ambient pop tarzında şarkılar icra ediyor. İlham aldığı isimler arasında Gillian Welch, Cat Power ve Neko Case var. Sadece bu isimler bile, aslında Ebony Lamb'in müziği hakkında fikir vermeye yetiyor. Marlon Williams ve Lawrence Arabia gibi isimlerin turnelerine açılış performansı olarak eşlik eden müzisyen, ilk single şarkısını 2022 yılı içerisinde yayınladı. Sonrasında yeni şarkılar birbirini takip etti ve nihayet 20 Ekim'de kendi adını taşıyan ve 10 şarkıdan oluşan ilk albüm müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Albümden son video klip şarkısı Come, Put a Record On ile kendisine kulak kabartıyoruz:

Tin Fingers - Misstep

Keşif sahnemizin bugünkü diğer konuğu için Antwerp'e uzanıyoruz. Indie rock tarzında şarkılar icra eden, oldukça romantik, biraz karanlık ve nostaljik bir isim bizi karşılıyor: Tin Fingers. Grup ilk albümlerini 2021 yılında yayınladı. Bu albümde yer alan "Songs for Sons With a Fucked up Dad", "Glow", "Secrets of Lovers" ve "I'm Lost Without Love" gibi şarkılarla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başardılar.  Felix Machtelinck'in eşsiz vokali ve b u enfes debut'ı buradan dinlemenizi öneririm. Grubun ikinci albümü Rock Bottom Ballads 17 Kasım'da yayımlanacak. D aha karanlık ve melankolik bir albümün habercisi olarak Misstep şarkısı paylaşıldı bile. Tüm albüm Felix tarafından piyano ve gitar üzerine yazıldı ve 2 hafta içerisinde albümün tamamı kaydedildi.  Takvimlerimizde 17 Kasım'ı işaretledik, heyecanla gelecek olan albümü bekliyoruz.

Ibadet Ramadani - Mockingbird

Ibadet Ramadani'nin müziğini anlatmak için yeterli olacak 3 kelime:  Zamansız, sakin ve formatsız.  Almanya ve Kosova'da büyüyen 1976 doğumlu müzisyen Ramadani,  Super700 grubu ile macerası son bulunca,  kişisel yolculuğuna başlamaya karar vermiş. Sanatçının New York'dan Amsterdam'a uzanan ilginç bir hikayesi var. 2003'ten beri Berlin'de yaşıyor ve Super700 grubunu da burada kurmuş. Ayrıca bir caz grubu var. Film ve dizi müziklerine de imza atıyor. Ramadani bu ay başında harika bir EP yayımladı. Mockingbird şarkısını dinleyerek, siz de kendisini radarınıza alabilirsiniz:

Weyes Blood - God Turn Me Into a Flower

Titanic Rising ile başlattığı üçleme hikayenin ikinci bölümünü oluşturan "And in the Darkness, Heart Aglow" albümünü geçtiğimiz sene yayımlayan Weyes Blood, albümde yer alan şarkıları "şimdiye kadar paylaştığım en kişisel deneyim" olarak ifade etmişti. Adam Curtis yönetmenliğinde çekilen video klibi ile, albümün duygusal şarkılarından God Turn Me Into a Flower huzurlarınızda:

dEUS - Love Breaks Down

Belçikalı grup dEUS, sene başında çıkardığı How to Replace It albümünde yer alan "Love Breaks Down" şarkısı için video klip paylaştı:

The Faux Faux - I Better Run

Bu hafta sonu keşif sahnemizde The Faux Faux var. İngiliz rock grubu PINS'in kurucusu ve vokali Faith Vern'in solo projesi olarak sene başında şarkılar yayımlamaya başlayan The Faux Faux, ilk single Cold Hearted Woman ile dikkatleri üzerine çekti. Vern'in müziklerini daha önce Samsung, Ebay gibi markaların reklamlarında ya da Netflix, Apple TV gibi platformların dizilerinde duymuş olmanız mümkün. İkinci single I Better Run'ı geçtiğimiz hafta içerisinde paylaşan müzisyen -video kliplerinden de anlayabileceğimiz üzere- aynı zamanda bir moda fotoğrafçısı. I Better Run şarkısını şöyle anlatıyor: "Aşık olmak çok güzel, peki ya sonrası, ya daha sonrası? "I Better Run" bir aşk hikayesi, kusurları ve diğer her şeyiyle birlikte.. Bu bir ayrılık şarkısı değil, tam tersi, hem gerçek anlamda hem de zihinsel olarak her şeyi bir arada tutmakla ilgili." Ekim ayında İngiltere turnesine çıkacak The Faux Faux'u yakında zamanda canlı olarak da izlemek ümidiyle diye

Devendra Banhart - Fireflies

Devendra Banhart, Flying Wig albümünü geçtiğimiz ay müzikseverlerin beğenisine sunmuştu. Projede Galli müzisyen ve prodüktör Cate Le Bon'la çalışan Banhart, albümü Los Angeles'ta küçük bir stüdyoda kaydetti. 4 yıl aradan sonra gelen bu albümden, son klip şarkısı Fireflies, şimdi huzurlarınızda:

Weyes Blood - Twin Blame

Weyes Blood, geçtiğimiz yıl sonunda yayınladığı beşinci stüdyo albümü And in the Darkness, Hearts Aglow'da yer alan Twin Blame şarkısı için video klip paylaştı:

Horror Pizza - Otters

Son Feci Bisiklet'ten Arda Kemirgent ve Glasxs'tan Melis Uslu'nun bir araya gelerek oluşturduğu Horror Pizza, ilk single Otters ile keşif sahnemize konuk oluyor! Sözleri Arda Kemirgent'e prodüksiyonu Melis Uslu'ya ait şarkıda, bas gitarda ise yine Glasxs'tan tanıdığımız İnanç Yılmaz (grey owl) var.  Horror Pizza'dan gelecek yeni şarkıları merak etmeye başlarken; Otters ile kendimizi sakin bir rüyanın, huzurlu kollarına emanet ediyoruz. 

Marika Hackman - No Caffeine

İngiliz müzisyen Marika Hackman'i 2014 yılında keşif sahnesine konuk ederek, bu satırlarda kendisini tanıtmıştık.  Müzisyen, 2019 çıkışlı Any Human Friend albümünden tam 4 yıl sonra, ilk kez yeni bir şarkı ile sahalara dönüş yaptı.  Videosuyla birlikte şarkıya kulak kabartalım:

Bir Festivalin Ardından: Cala Mijas

  Bu sene ikinci kez gerçekleşen Cala Mijas Festivali'nin line-up duyurusunu gördüğümde, hemen yakın arkadaşlarımla paylaştım. Oldukça genç bir festival olmasına rağmen, bence bu sene Avrupa'da gerçekleşen festivallerden en iyi line-up'a sahip olanıydı, üstelik İspanya'nın güney kısmını hiç görmemiştim. Festivalin bu seneki headliner'ları arasında Arcade Fire, The Strokes, Florence and The Machine gibi gruplar vardı. İlk yılındaysa Arctic Monkeys, Nick Cave and The Bad Seeds gibi isimleri ağırlamışlar.  Neyse ki, aynı heyecanı paylaşan bir kaç arkadaşımla hemen biletlerimizi aldık, 3 gün sürecek festivalin kombine biletleri 180 Euro'ydu. Euro'nun malum değeri nedeniyle uçak ve konaklama alışverişlerimizi de zaman kaybetmeden çözdük ve festivalin ilk günü olan 31 Ağustos Perşembe günü Malaga'ya hareket ettik. THY'nin Malaga'ya yaklaşık 4,5 saat süren direkt uçuşu var, festivalin ilk günü hareket ettiğimiz için, -benim için biraz tatsız saatler ola

Salon'dan Bomba Gibi Bir Sezon!

  Salon İKSV, bugün yeni sezonun ilk isimlerini duyurdu! Çoğu ilk kez Türkkiye'ye gelecek isimlerden oluşan programda; La Femme, Yellow Days, Jadu Heart, The Magnetic Fields ve Aime Simone gibi harika müzisyenler var. Konser detaylarına  buradan  ulaşabileceğinizi hatırlatarak, favori isimlere biraz daha yakından bakalım: 29-30 Eylül, La Femme Salon'da yeni sezonda bizi hipnotize edecek gruplardan ilki Fransız ekip La Femme.  Sacha Got ve Marlon Magnée tarafından Biarritz'de kurulan grup, son albümleri Paris-Hawai'yi geçtiğimiz Mayıs ayında yayımladı. Fransız saykedelyasına doymaya hazır olun!   6-7 Ekim, Jadu Heart İngiliz ikili Sachy Jeffrey ve Alex Headford'dan oluşan Jadu Heart, ilk İstanbul konserleri için Garanti BBVA konserleri kapsamında Salon'a konuk oluyor! Kendilerini asla tek bir janra ile sınırlandırmayan ikili, etkileyici canlı performanslarıyla biliniyor. Bu arada küçük bir not: İlk İstanbul konseri öncesi Jadu Heart tabii ki ilk röportajını da

Bir Röportaj: Voyou

  ( click here for English ) Bugün, genç ve yetenekli Fransız müzisyen Thibaud Vanhooland ile tanışıyoruz! 4 yaşında trompet dersleri alarak müziğe başlayan, Fransa’da  Elephanz, Rhum for Pauline  ve  Pégase  gibi gruplarda bas çaldıktan sonra Voyou adıyla solo kariyerine başlayan, şarkı sözü yazarı, besteci ve multi-enstrümantalist sanatçı; ilk albümü  “Les Bruits de la Ville” i 2019 yılında yayımladı. Son olarak bu yılın başlarında 11 harika şarkıdan oluşan “ Les Royaumes Minuscules ” albümüne imza atan müzisyenin adını, önümüzdeki yıllarda daha çok duyacağımız kesin! Henüz kariyerinin başlarında diyebileceğimiz Voyou ile bir araya gelip, müzik yolculuğu ve gelecek planları ile ilgili sohbet ettik. Kendisinin İstanbul’da konser vermek için oldukça istekli olduğunu da bu vesileyle ilgililere duyurmuş olalım :) Bugünlerde nelerle meşgulsün? Fransa, Avrupa ve Kanada’yı kapsayan turnemin ilk kısmını henüz tamamladım. Ve şimdi stüdyoda yeni bir kayıt bitiriyorum. Sonrasında en azından kıs

Bulgarian Cartrader - Motor Songs

Keşif sahnesinde Sofya doğumlu şarkıcı ve yapımcı Daniel Stoyanov'un projesi Bulgarian Cartrader var! Berlin'de müzik hayatına devam eden Stoyanov, daha önce Solomun, Casper ve SEED gibi isimlere sahnelerinde eşlik etti. Sonrasında  dünyadaki her büyük festivalde Bulgar bayrağını dalgalandırma vizyonuyla hareket ederek bir albüm yazdı, seslendirdi, prodüktörlüğünü yaptı ve Kasım 2022'de "Motor Songs" adıyla yayımladı. Nev-i şahsına münhasır müzisyen, bu albümde yer alan ve 8 dakikanın üzerindeki " Embrace " şarkısıyla aslında kendini en iyi yine kendi sözleriyle anlatıyor. Bulgarian Cartrader'ı radarımıza alıyor, türler arası akışkan albümünü dinlemek isteyenleri buraya davet ediyoruz.

Tempesst - Prisoner of Desire

İkiz kardeşler Toma ve Andy Banjanin tarafından Avustralya'da kurulan ve Londra'da müzik hayatlarına devam eden Tempesst'ın "old-school brit rock"ıyla tanışmaya ne dersiniz? 2020 yılında, tam da pandemi döneminde, "Must Be a Dream" adını verdikleri ilk albümlerini yayımlayan grup, geçtiğimiz aylarda ikinci albümleri "Prisoner of Desire" ile sahalara geri döndü. Grubun kendi plak şirketi "Pony Records"tan çıkan albüm, şiirsel şarkı sözleri ve vokal Toma Banjanin'in Alex Turner ve Nick Cave arasında gidip gelen kadife sesi ile su gibi akıp gidiyor. 

Parker Leftlover - Average Songs for Sad People

Keşif sahnemizin bugünkü konuğu İsviçreli müzisyenler Nikita ve Jonas'tan oluşan ikili: Parker Leftlover. Dreamy 80'ler ve lofi davullarla baştan çıkarıcı bir synth-pop dalgası yakalayan grup, "üzgün insanlar için ortalama şarkılar" yapıyor.  4 şarkıdan oluşan ilk EP'lerini 30 Haziran'da yayınlayan Parker Leftlover'ın, bünyede hüzünlü salınımlar yaratan enfes albümünü  buradan dinleyebilirsiniz.

Kovacs & Till Lindemann - Child Of Sin

Dün akşam 30. İstanbul Caz Festivali kapsamında Parkorman'da harika bir konsere imza atan Kovacs, Ocak ayında yayımladığı yeni albümle aynı adı taşıyan ve Rammstein'dan tanıdığımız T ill Lindemann ile seslendirdiği şarkısı "Child of Sin" şarkısının video klibi ile huzurlarınızda. Bu arada sanatçı ile 2020 yılında yaptığımız röportajı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Jonathan Bree - Politics

Yeni Zelandalı maskeli kahramanımız Jonathan Bree, son albümü Pre-Code Holywood'da yer alan "Politics" şarkısı için paylaştığı video klip ile huzurlarınızda:

Melike Şahin - Diva Yorgun

Melike Şahin 2.albüm hazırlıklarına hızla devam ederken, bugün enfes bir şarkı ile albüm heyecanımızı yükseltti! Söz ve bestesi Mabel Matiz'e ait olan "Diva Yorgun" iki versiyon olarak malum mecralardan dinlenebilir.  Sinan Tuncay'ın yönetmen koltuğunda oturduğu video klip ise Aksaray'da bir düğün salonunda çekilmiş. Klipte Mabel Matiz'in de dahil olduğu ve Şahin'in yakın arkadaşlarından oluşan 35 kişilik bir ekip yer alırken, Melike Şahin'in üzerindeki siyah elbise ise Emel Sayın'a ait:

Bir Röportaj: Riff Cohen

  Türkiye'de hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip, İsrailli müzisyen Riff Cohen, bir kez daha ülkemizi ziyaret etmeye hazırlanıyor. 5 Temmuz'da Ankara'da, 8 Temmuz'da İstanbul Caz Festivali için Parkorman'da sahne alacak müzisyenle yeni albümü, Okay Temiz'le birlikte hayata geçireceği "The Ritual" projesini ve çok daha fazlasını konuştuk. Keyifli okumalar. Merhaba Riff Cohen, nasılsın? Teşekkür ederim Ersin, sen nasılsın? Çok teşekkürler. Şu an Tel Aviv'desin sanırım ama Paris'te yaşıyorsun değil  mi? Bir müzisyen olarak Paris'te yaşamanın artı ve eksileri  neler? Evet şu an Tel Aviv'deki evimdeyim. Çocuklarım olduğundan beri, onları daha çok Tel Aviv'de yetiştirmeyi tercih ettim. Sanırım akdeniz havası ve sıcaklıklar yüzünden. Paris'te aileler çocuklarını karanlıkta okullara bırakıyorlar ve okuldan döndüklerinde yine hava karanlık. Ve bu çok üzücü bir yaşam tarzı. Zihniyet olarak da, benim içimde tam bir Akdenizli var.