Ana içeriğe atla

BİR RÖPORTAJ: SOLEY


(click here to read this interview in English)

Kutsal topraklar İzlanda'dan çıkan son dönemin en etkili seslerinden biri Sóley. 

Kendi tabiriyle "umut ve bahar"la ilgili şarkılardan oluşan son albümü "Endless Summer"'ın Avrupa turnesi kapsamında, Sóley'i bir kez daha İstanbul'da canlı izleme fırsatımız olacak.

Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında 11 Ekim'de Babylon'da sahne alacak müzisyen ile harika bir sohbet gerçekleştirdik. (konser biletlerine buradan ulaşabilirsiniz)

Keyifli okumalar! 

Öncelikle, İstanbul’da seni bir kez daha canlı izleyeceğimiz için çok heyecanlıyız. İzlanda’da yaşıyorsun, orası sihirli bir müzik cenneti gibi  Björk, Sigur Ros, Of Monsters and Men, Mum, FM Belfast gibi bir çok iyi müzisyen o topraklardan çıktı..İzlanda’da müzik yapmak nasıl bir his? Avantaj ve dezavantajları neler?

İzlanda, yaşamak için güzel bir yer. Başka bir yerde hiç yaşamadığım için, müzik yapmak için daha iyi ya da kötü bir yer konusunu karşılaştıramıyorum. Buradaki müzik dünyası gerçekten güçlü ve dünyayı turlayan çok fazla İzlandalı grup var, bu da iyiye işaret. İzlanda’da müzisyen olarak yaşamanın en büyük avantajı, yurt dışı konserleri için kolaylıkla uçuş imkanı olması. Fakat turistik açıdan çok popüler bir yer haline geldiği için, uçuşlar dahil bir çok şeyin fiyatı çok arttı.

Üçüncü stüdyo albümün “Enless Summer” Mayıs ayında yayınlandı ve sen bu albümdeki şarkıları “bahar ve umutla ilgili” olarak tanımlıyorsun. Biraz albümün hikayesini anlatmak ister misin?

Bu albüm fikri, “Ask the Deep” albümü turnesinden sonra oluştu. Ask the Deep biraz karamsar bir albümdü ve gerçekten farklı bir yöne gitmeyi istiyordum. Kendime “biraz daha mutlu bir albüm yapmak istiyorum” dediğimde ortaya çıkacak şeyi görmek istedim. Sonuçta yine çok mutlu bir şey çıkmadı ortaya fakat içerisinde umut var ve baharı da umut mevsimi gibi hissediyorum. Çünkü bahar, kıştan sonra her şeyin uyanmaya başladığı, hayatı ve ışığı tekrar mümkün kılan bir mevsim. 

Bu albümü canlı çalmayı çok seviyorum. Önceki albümlerime göre daha akustik bir alt yapısı var, bu nedenle nasıl çaldığımızla ilgili farklı bir heyecanı da var. Kayıt ve beste aşamasında şarkıları grubumla birlikte çaldığımız için, önce şarkıları yazıp sonra nasıl çalacağımıza karar vermektense her şey oldukça doğal bir şekilde gelişti.

İstanbul’da daha önce de sahne aldın. Şehir ve dinleyici için ne düşünüyorsun?

İSTANBUL’A AŞIĞIM, insanlarını ve yemeklerini çok seviyorum!


Canlı çalmaktan özellikle keyif aldığın bir şarkı var mı?

Üa ve Endless Summer’ı çalmayı çok seviyorum. Küçük bir orkestram varsa Never Cry Moon’u çalmayı çok seviyorum. (akordeon, çello, klarnet ve trombon)

Son zamanlarda kimleri dinliyorsun?

Çok şey dinliyorum. Kendrick Lamar, The Roots gibi hip hop ya da ABRA, Solange, Kelsey Lu (favorimdir), SZA, Grouper, Joanna Newson, Sara Neufeld, FKA Twigs gibi harika kadınları dinliyorum..

Sin Fang ve Seabear ile olan işbirliğinden bahsedebilir misin?

2006’de Seabear’e katıldığımda 20 yaşımdaydım. Harika zamanlardı. Turneye çıktık ve güzel zamanlar geçirdik. Seabear ara verdiğinde, Sin Fang’in canlı sahne grubuna dahil oldum fakat bir süre sonra kendi projelerim beni çok meşgul ettiği için oradan da ayrıldım. Şimdi Sindri ve ben, Mum’dan Orvar ile birlikte yeni bir proje başlattık, her ay yeni bir şarkı yayınlıyoruz ve yıl sonunda bu şarkıları bir albüm olarak paylaşacağız.

Yakın gelecek için planların neler?

Çok heyecanlı olduğum yeni bir proje üzerinde çalışıyorum. Sadece ben, sahnede akordeon’um ve “looper”la şarkılar söyleyeceğim. İlk performansım Eylül sonunda İzlanda’da olacak ve işler yolunda giderse bu şekilde bir albüm kaydedip daha sık konser vereceğim. 

Aynı zamanda sonbaharda konserlerim devam ediyor.

Aşağıdaki boşlukları nasıl doldurursun?

Dünya müziksiz çok sıkıcı olurdu.

Müzisyen olmasaydım, üzgün olurdum.

Bazen kendimi, yan arabadaki kişi tarafından izlenirken, şarkı söylerken bulurum.

Neşelenmek için, çok fazla şey yaparım. (kahve içmek, arkadaşlarla bir araya gelmek, müzik yapmak gibi)

Çok teşekkürler, son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?

İstanbul’a tekrar gelmek için sabırsızlanıyorum!

Yorumlar