Ana içeriğe atla

Bir Röportaj: French 79

 

(Click here for English)

Marseille’in elektronik müzik sahnesine armağanı French 79, yani Simon Henner, son yıllarda Fransız dokunuşunu (“French Touch”) modern bir yorumla yeniden şekillendiren en heyecan verici isimlerden biri. Erik Satie ve Jean-Michel Jarre gibi klasiklerden, AIR ve Daft Punk gibi efsanelere uzanan zengin bir mirası psychedelic dokular ve güçlü synth’lerle buluşturan Henner, sadece üç albümle dünya çapında bir yankı uyandırmayı başardı. Olympic (2016), Joshua (2019) ve TEENAGERS (2023) gibi çalışmalarıyla hem dans pistlerini coşturan hem de dinleyiciyi derin bir nostaljiye sürükleyen bu yetenekli prodüktör, müziğin sınırlarını zorlamaktan çekinmeyen bir vizyoner.

Biz de bu vizyonun peşine düştük ve French 79 ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisiyle müzik yolculuğunu, ilham kaynaklarını ve elektronik müziğe getirdiği özgün bakış açısını konuştuk. Bu röportaj, onun yaratıcı dünyasına bir kapı aralarken, müziğinin ardındaki tutkuyu ve enerjiyi daha yakından hissetmenizi sağlayacak.

Üstelik French 79 hayranları için bir başka güzel haber: Sanatçı, 2025 yazında İstanbul’un sevilen müzik etkinliği Gezgin Salon Festivali’nde sahne alacak! 28-29 Haziran’da Bonus Parkorman’da gerçekleşecek festivalde, French 79’un nostaljik ama bir o kadar güçlü synth’leri yaz güneşinin altında dinleyicilerle buluşacak. AIR, Neil Frances ve King Hannah gibi isimlerle aynı lineup’ı paylaşacak olan Henner, festival ruhunu yansıtan bir performansla İstanbul’u dansa davet edecek.


Merhaba Simon, röportaj için teşekkürler. Bu günlerde neler yapıyorsun?

Merhaba! Bu günlerde, yaklaşan canlı performanslarıma hazırlanmaya ve yeni müzikler üzerinde çalışmaya odaklandım. Ayrıca, yaratıcı sürecimi taze ve heyecanlı tutmak için yeni sesler keşfetmeye ve farklı synthesizer'larla denemeler yapmaya zaman harcıyorum.

Müziğe olan ilgin çocukluğuna dayanıyor ve konservatuvarda perküsyon ve piyano eğitimi almışsın. Bu klasik müzik eğitimi elektronik müzik prodüksiyonlarını nasıl etkiledi? 

Klasik müzik eğitimim elektronik müziğe yaklaşımımı şekillendirmede temel oldu. Bana müzik teorisi ve kompozisyonunda güçlü bir temel sağladı ve bunu karmaşık ve duygusal elektronik parçalar yaratmak için kullanıyorum. Klasik eğitimden öğrendiğim disiplin ve ayrıntılara gösterilen özen, prodüksiyon sürecimi de etkileyerek müziğimin her öğesinin dikkatlice hazırlanmasını sağladı.

Önceki röportajlarında Kraftwerk ve Giorgio Moroder gibi sanatçıların müziğin üzerindeki etkilerinden bahsediyorsun. Bu sanatçılardan nasıl ilham aldın ve kendi sound'unu yaratmak için bu etkileri nasıl harmanladın?

Kraftwerk ve Giorgio Moroder elektronik müziğin öncüleri oldular ve synthesizer ve elektronik enstrümanları yenilikçi bir şekilde kullanmaları bana büyük ilham verdi. Onların teknolojiyi kullanarak duygusal ve atmosferik sesler yaratma becerilerinden ilham aldım. Kendi müziğimde, analog synthesizer'ları kullanarak bu etkileri harmanlıyorum ve bir yandan modern ve taze tınlarken bir yandan da nostalji hissi uyandıran dokular yaratıyorum.

Nasser ve Husbands gibi gruplarla çalıştıktan sonra 2014 yılında solo projen French 79'ı başlattın. Solo projeye geçiş nasıl gerçekleşti ve bu konuda seni ne motive etti? 

Solo projeye geçiş benim için doğal bir evrimdi. Gruplarla çalıştıktan sonra, taviz vermeden kendi yaratıcı vizyonumu keşfetme konusunda güçlü bir istek duydum. Farklı sesler ve stiller deneme özgürlüğü ve kişisel deneyimlerimi ve duygularımı gerçekten yansıtan müzik yaratma motivasyonumdu. French 79'ı başlatmak tam da bunu yapmamı sağladı.

İlk EP 'Angel' ve özellikle 'Between the Buttons' parçası uluslararası alanda ilgi gördü. Bu erken başarı kariyerini ve müziğe yaklaşımını nasıl etkiledi? 

'Angel' ve 'Between the Buttons'ın erken başarısı heyecan vericiydi. Bana solo projemi sürdürme ve yaratıcı içgüdülerime güvenme konusunda güven verdi. Uluslararası ilgi ayrıca kariyerimi şekillendirmede etkili olan yeni iş birlikleri ve performans fırsatları da açtı. Beni müziğimin sınırlarını zorlamaya ve ürettiğim her parçada mükemmellik için çabalamaya motive etti.

2016'daki Olympic albümünün ardından 2019'da Joshua'yı, 2023'te ise Teenagers'ı yayınladın. Her albümün yaratılışında seni etkileyen ana temalar ve duygular nelerdi? 

Her albüm farklı temalardan ve duygulardan etkilenmiştir. 'Olympic' müzik endüstrisindeki erken deneyimlerimin enerjisini ve heyecanını yakalamakla ilgiliydi. 'Joshua' çocukluk anılarından ve 80'ler ve 90'ların bilimkurgu filmlerinin müziklerinden ilham aldı ve nostalji ve merak duygusu uyandırdı . 'Teenagers' özgürlüğün keşfi, ilk aşklar ve büyümenin zorlukları dahil olmak üzere ergenliğin duygularını ve deneyimlerini araştırıyor.

Joshua albümünde, çocukluk anılarından ve 80'ler ve 90'lar bilimkurgu filmlerinin müziklerinden ilham aldığını söyledin. Bu nostaljik unsurları modern elektronik müzikle nasıl birleştirdiniz? 

Analog synth’leri dahil etmeye ve geçmişin seslerini çağrıştıran dokular yaratmaya odaklandım. Ayrıca müziğin yeni ve alakalı olmasını sağlamak için modern prodüksiyon tekniklerini kullandım. Amaç, eski ve yeniyi harmanlayarak, elektronik müziğin sınırlarını zorlarken çocukluk anılarının özünü yakalamaktı.

Jean-Michel Jarre'nin stüdyosunda kayıt yaptığını ve efsanevi synthesizer'larla çalışma fırsatı bulduğunu biliyoruz. Bu deneyim müziğinin teknik ve yaratıcı yönlerini nasıl etkiledi? 

Jean-Michel Jarre'nin stüdyosunda kayıt yapmak, müziğim üzerinde derin bir etki bırakan inanılmaz bir deneyimdi. Efsanevi synthesizer'larla çalışmak, daha önce düşünmediğim yeni sesleri ve dokuları keşfetmemi sağladı. Stüdyonun teknik yönleri de prodüksiyon sürecimi etkiledi ve beni daha fazla ayrıntıya dikkat etmeye ve kayıtlarımda en yüksek kaliteyi elde etmeye teşvik etti.

Analog synthesizer'lara olan ilginle tanınıyorsun. Müziğinde analog ve dijital teknolojileri nasıl dengeliyorsun ve bu denge müziğin karakterini nasıl etkiliyor? 

Müziğimde analog ve dijital teknolojilerin dengesini sağlamak çok önemlidir. Analog synthesizer'lar, dijital araçlarla kopyalanması zor bir sıcaklık ve karakter sağlar. Ancak dijital teknolojiler, üretim sürecinde paha biçilmez olabilecek esneklik ve hassasiyet sunar. Her iki dünyanın da en iyisini kullanmaya çalışıyorum, analog synthesizer'ların zengin dokularını dijital eklentilerin çok yönlülüğüyle birleştirerek benzersiz ve dinamik bir ses yaratıyorum.

'Sur un fil' filmi için müzik besteleme fikri nasıl doğru? Bu projeye nasıl dahil olduğunun hikayesini paylaşabilir misin? 

'Sur un fil' için müzik bestelemek, yeni yaratıcı yollar keşfetmemi sağlayan benzersiz bir meydan okumaydı. Projeye, müziğimin filmin estetiğine uygun olacağını düşünen karşılıklı bir bağlantı aracılığıyla dahil oldum. Yaklaşımım, istenen duyguları uyandırmak için elektronik ve akustik öğelerin bir karışımını kullanarak filmin anlatısını ve görsel stilini tamamlayan bir müzik yaratmaktı.

'Between the Buttons'ı filme uyarlarken hangi unsurları göz önünde bulundurdun? Bu süreçte orijinal parçaya nasıl yeni boyutlar kattın? 

'Between the Buttons'ı filme uyarlarken, parçanın sahnenin duygusal etkisini nasıl artırabileceğini düşündüm. Orijinal parçaya, katmanlar halinde enstrümantasyon ekleyerek ve düzenlemeyi filmin temposuna ve ruh haline daha iyi uyacak şekilde ayarlayarak yeni boyutlar ekledim. Amaç, parçanın öz kimliğini korurken yeni ve ilgi çekici hissettiren bir versiyonunu yaratmaktı.

Bir film için beste yapmakla solo albümlerin üzerinde çalışmak arasında ne gibi farklar yaşadın? Film müziği yapmak yaratıcı sürecini nasıl etkiledi? 

Bir film için beste yapmak, solo albümler üzerinde çalışmaya kıyasla farklı bir zihniyet gerektirir. Bir film için müzik bestelerken, müzik anlatıya hizmet etmeli ve görselleri geliştirmelidir, oysa solo albümler daha kişisel ifadeye izin verir. Film müziği yaratmak, daha sinematik düşünmeye ve müziğimin belirli duyguları ve atmosferleri nasıl uyandırabileceğini düşünmeye teşvik ederek yaratıcı sürecimi etkiledi.

'Sur un fil' projesinin ardından daha fazla film müziği yapmayı planlıyor musun? Bu deneyim gelecekteki çalışmalarını nasıl şekillendirebilir? 

Gelecekte daha fazla film müziği fırsatına kesinlikle açığım. 'Sur un fil' üzerinde çalışma deneyimi yaratıcı ufuklarımı genişletti ve görsel hikaye anlatımını müziğime dahil etmenin yeni yollarını keşfetmem için bana ilham verdi. Bu deneyimin hem kompozisyon hem de prodüksiyon açısından gelecekteki çalışmalarımı şekillendirmeye devam edeceğine inanıyorum.

Bu yaz Gezgin Salon Festivali'nde İstanbul'da bir kez daha sahne alacaksın Bu konuda ne hissediyorsun? İstanbul'daki önceki konserlerinden hatırladığın bir şey var mı?

Bu yaz tekrar İstanbul'da sahne alacağım için heyecanlıyım. İstanbul'da bir önceki konserim, coşkulu ve ilgili bir izleyici kitlesiyle inanılmaz bir deneyimdi. Şehrin canlı enerjisini ve zengin kültürel mirasını hatırlıyorum. Türk müzik sahnesine çok aşina olmasam da, her zaman daha fazlasını öğrenmeye ve yerel sanatçılar ve hayranlarla bağlantı kurmaya hevesliyim.

Bu aralar kimleri dinliyorsun?

Bu günlerde, hem elektronik hem de elektronik olmayan türler de dahil olmak üzere çeşitli sanatçıları dinliyorum. Şu anki favorilerim arasında Floating Points, Jon Hopkins ve Nils Frahm yer alıyor. Ayrıca, ilham almak ve müzikteki en son trendlerle güncel kalmak için yeni ve yükselen sanatçıları keşfetmekten hoşlanıyorum.

Müzik dışında tutkuyla bağlı olduğun başka bir şey var mı? 

Müzik dışında kaykay, dağ yürüyüşü ve yelken gibi açık hava aktivitelerine tutkuluyum. Bu aktiviteler sadece stüdyodan çok ihtiyaç duyduğum bir mola sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda doğayla bağlantı kurmama ve yeni bakış açıları deneyimlememe izin vererek yaratıcı sürecime ilham veriyor.

Yakın geleceğe yönelik planların neler? 

Yakın gelecekte, turneye devam etmeyi ve son albümüm 'Teenagers'ı tanıtmayı planlıyorum. Ayrıca yeni işbirliklerini keşfetmek ve farklı müzik tarzlarıyla deneyler yapmak için heyecanlıyım. Stüdyoda yeni materyaller üzerinde çalışarak ve sesimin sınırlarını zorlayarak daha fazla zaman geçirmeyi umuyorum.

Çok teşekkür ederim, son olarak buradaki dinleyicilerine iletmek istediğin bir mesaj var mı? 

Müziğime olan desteğiniz ve coşkunuz için teşekkür ederim. İstanbul'da tekrar sahne alma ve böylesine tutkulu ve ilgili bir izleyici kitlesiyle bağlantı kurma fırsatı için gerçekten minnettarım. Hepinizi Gezgin Salon Festivali'nde görmeyi ve bu inanılmaz deneyimi birlikte paylaşmayı dört gözle bekliyorum.

Yorumlar