Ana içeriğe atla

Placebo'dan Fabrika Ayarlarına Dönüş Albümü: Never Let Me Go

 

Yaklaşık 10 yıl aranın ardından, Placebo yeni albümü "Never Let Me Go" ile "old school" hayranlarını mutlu etti diyebilir miyiz?

Her ne kadar "Diriliş Ertuğrul" dizisinden çıkmış yeni imajı ile Brian Molko'ya alışmak zor olsa da, Placebo sekizinci stüdyo albümü ile nihayet fabrika ayarlarına dönüyor.

"Never Let Me Go" aynı zamanda, davulcu Steve Forrest'ın gruptan 2015 yılında ayrılmasından sonra yayınlanan ilk albüm olma özelliğini de taşıyor. 2019-2021 yılları arasında kaydedilen 13 şarkıdan oluşan albüm, dün itibariyle dijital platformlardaki yerini almış durumda.

Aslında bu "fabrika ayarlarına dönme" hadisesini sevgili Brian Molko da inkar etmiyor, zira "Meds'den beri yaptığımız en iyi albüm" açıklaması mevcut.

Albümün tamamını şahsen oldukça sevdim, fakat favori bir kaç şarkım var. Onların hikayesini de Brian Molko'nun kendisinden dinleyelim istedim. 

Açılış şarkısı Forever Chemicals, daha baştan "işte şimdi güzel bir Placebo albümü dinleyeceğiz" mesajını veriyor. Molko şarkıyı şöyle anlatıyor: 

"Muhtemelen albümde üzerinde çalışmaya başladığımız ilk şarkıydı. Stef'le 2016'da stüdyodayken ritmi ortaya çıktı. Biraz Infra-Red'i andırıyor fakat daha acımıasız bir niyet beyanı. Sözlerini defalarca yeniden yazdığım bir şarkı oldu. Polis vahşeti hakkında bir şarkı olarak başladı ve kendimi polis tarafından öldürülen yakınını kaybetmiş birinin kalbine ve ruhuna koymaya çalıştım, sonra daha fazla insanla konuştukça nazik bir şekilde o sularda fazla kulaç atmamam tavsiye edildi.  Aslında bu insanlara minnettarım, çünkü bu beni daha belirsiz bir alana itti. Bununla ilgili olan şey, bence, artık dinleyiciye kalmış."

Albüm öncesi yayınlanan single'lardan Beautiful James de, oldukça klasik bir Placebo şarkısı olarak akıllarda yer ediyor. Molko bu şarkıyı 2019 yılında yaşadığı şiddetli uykusuzluk nöbetleri sırasında yazmış. Şarkının adı önce Bad Piano iken sonra bu adı almış. James'in kim olduğu Brian Molko'ya sorulduğunda "Bilmem, kim isterseniz o. Herkes kendi favori James'ini bulsun" diyor.

Albümün bence en iyilerinden biri de The Prodigal. Molko'dan bundan yıllar önce bir Fransız filmi için, filmde anlatılan rock grubu hakkında bir şarkı yazması istenmiş. Hiç çekilmeyen bu filmde, sahne üzerindeki bir ölüm anında sipariş edilen şarkı devreye girecekmiş. Bunun üzerine Molko, ölüm hakkında Budizm etkili bir şarkı yazmaya karar vermiş.  Devamını kendisinden dinleyelim:

"Yani bu, ölmekle ilgili mutlu bir şarkı olmalıydı ve ben de bu film için bunu yapmaya koyuldum ve ilk yazdığımda, kulağa tam olarak Pixies'in 'Where is my mind' şarkısı gibi geliyordu, bilirsiniz, havalı, ama demek istediğim neredeyse birebir aynısı olmuştu. Sonra stüdyoya girdiğimizde yapımcımız Adam Noble tamamen farklı bir açıdan yaklaşmamızı önerdi. Böylece tüm müziği yeniden yazdık ve ortaya The Prodigal çıktı."

Adını görür görmez nasıl bir şarkı olduğunu merak ettiğim Sad White Reggae nin de tabii ki ilginç bir hikayesi var, bakın sevgili Molko nasıl anlatıyor:

"Uykusuzluk dönemlerimde yazdığım şarkılardan biri. Saat sabahın üçü, uyuyamıyorum. The Police'in Roxanne şarkısını çalmayı denedim, beceremedim. Onun yerine bu şarkıyı yazmaya başladım. The Police'i taklit etmeye çalıştığım için şarkının adını Sad White Reggae koydum, grubun ilk 2 albümüne istinaden. Bana özel ve küçük bir şaka, albüme böylece dahil olmuş oldu. Bu şarkı İskoçya için. Sanırım Dundee, şarkı yayınlandığında bana şehrin anahtarını verecek.  Jane Birkin, Lama Yeshe ve annemi aynı şarkıya ve Dundee'ye sokmayı başardım.”

Chemtrails şarkısı ise Molko'nun Brexit sonrası İngiltere'ye duyduğu öfke ve hemen peşine aldığı ülkeden ayrılma kararını anlatıyor. 

Ve albümün son enfes şarkısı Fix Yourself. Molko bunu bir "fuck you" şarkısı olarak tanımlıyor :) Ve hatta Coldplay'e de taş atıyor, zira grubun "Fix You" şarkısının tam karşıtı olduğunu söylüyor. 

"Neden biri, başka birisini düzeltmek istesin ki? Terapistler bundan geçimini sağlarlar, ebeveynler çocuklarını düzeltmek ister, çocuklarını kendi imajlarına ya da değerli olduğunu düşündükleri bir imaja dönüştürmek isterler. Toplum, o gün veya tarihin o döneminde ahlaki ve etik olarak kabul edilen her şeye ahlaki ve etik olarak uymanızı sağlamaya çalışır. Şarkıda benim için en güçlü söz: I'm bored of your Caucasian Jesus. İkiyüzlülükten sıkıldım, saçmalıklardan sıkıldım, yalanlardan sıkıldım, benim kadar boktan olan insanlardan sıkıldım, başkalarını düzelterek geçimini sağlayan insanlardan sıkıldım. Etrafta dolaşıp herkese ne hissedeceğini söylemeye, nasıl hissetmeli, kim olmalı, neyin doğru, neyin yanlış, neyin ahlaki, neyin ahlaksız olduğunu anlatmaya çalışmak yerine önce kendini düzelt. Saçmalık! Hepsine saçmalık diyorum. Düşünmek zorunda kalmamak için hepimizin arzu ettiği burjuva toplumsal adetler. Bundan sıkıldım ve bu şarkıda bunu ifade ediyorum. Ve benim için albümü noktalamak için mükemmel bir yoldu. "

Bu arada yeri gelmişken hatırlatalım, Placebo 18 Temmuz akşamı Zorlu PSM sahnesinde olacak. Orada görüşünceye kadar,

İyi ki döndün Placebo!

Yorumlar