Müzikal geçmişlerinde 20 yılı geride
bıraktılar. Yaptıkları şarkılarla kulaklarda biraz The Smiths ve biraz Serge
Gainsbourg tadı bıraktılar. Romantizmi 22 yaşında öldürdüler. Kanadalı indie
rock grubu The Dears, 30 Mart'ta bir kez daha İstanbul'da. Salon konserleri
öncesi grubun en eski üyelerinden Natalia Yanchak ile sohbet ettik: (You can read this article in English by clicking here)
The Dears, 20 yıldan fazla süredir müzik
yapıyor. Bu zaman içerisinde müziğiniz nasıl bir değişim geçirdi?
The Dears'ın müziği sürekli bir gelişim
içinde. Dünyadan ilham alıyor, çevremizdeki insanlar ve olaylardan etkileniyor;
çünkü sanat böyle bir şeydir, kültürün zenginleştirilme si ve yorumlanması
gerekir. Bu durum The Dears için her zaman aynı oldu. Sadece dünya değişti.
Müziğimiz kesinlikle hiç bir şekilde popüler değil, aslında tam tersi için
çabalıyoruz: zamanın belirli bir anında, zamansız bir müzik yapmaya
uğraşıyoruz.
Quebec, Montreal'de müzik yapmak nasıl bir
his, orada bulunmanın avantaj/dezavant ajları var mı?
Şu an kış mevsimi, çok soğuk. Her yer kar.
Rüzgar o kadar soğuk esiyor ki, dışarı çıktığımızda tenimiz acıyor. Bu açıdan
Montreal bizi kapalı yerlerde kalmaya, çay içip müzikle uğraşmaya zorluyor. Ama
hava dışında, oldukça güzel bir yer aslında. Huzur dolu bir enerji var, sanat
kitlesi de pozitif ve destekleyici. Güzel yemeker, harika kahve, eğlenceli
barlar ve müziğimiz var. Daha ne olsun?
Son albüm "Times Infinity Volume
One" Eylül 2015'de yayınlandı. 10 harika şarkı! İlk tepkiler nasıl?
En çok söylenen şey "Times Infinity
Volume One" albümünün bir "öze dönüş" niteliği taşıdığı. Bir
şekilde bu albümle kimliğimizin esasını yakaladığımızı düşünüyorız. Eski
işlerimizi de hatırlatan, klasik bir Dears albümü oldu ve bu da insanların
albümü daha huzurlu ve tanıdık bir hisle dinlemelerini sağlıyor.
30 Mart'ta Salon'da konseriniz var. Daha
önce de İstanbul'da çalmıştınız. İstanbul'la ya da dinleyicisi ile ilgili bir
hatıranız var mı?
İstanbul'daki ilk konserimiz
büyüleyiciydi. Bu kadar insanın bizi ve müziğimizi bildiğini tahmin etmiyorduk.
Grup İstanbul'da bir hafta boyunca kaldı, ve hatta bazılarımız Türkiye'nin
farklı yerlerine de seyahat etti. Gittiğimiz her yerde çok sıcak karşılandık.
Türkiye'deki müzik hakkında bir fikriniz
var mı?
Hayır, pek yok. Kimleri dinlememi
önerirsin? (kendisine Duman, Mavi Sakal, Kalben ve She Past Away'den bir kaç
şarkı örneği gönderdik)
Bugünlerde kimleri dinliyorsun?
Aaslında çok fazla müzik dinlemiyorum.
Sadece çocuklarımla birlikte olduğumda dinliyorum, bu nedenle çoğu zaman The
Beatles, Bruno Mars, Katy Perry, Silento, Psy ve iLoveMemphis diyebilirim.
Müzik "streaming" hakkında ne
düşünüyorsun? Dijitalleşen dünyada müziğin geleceği ile ilgili riskler var mı?
Riski belirlemek için çok geç, çünkü
streaming oldukça popüler. Son 5 yılda bile, müzik sektörü çok fazla değişti.
Eski bir grupta çalışan bir müzisyen olarak, çoğu zaman nereye ait olduğumuzu
anlamak güç. Platformlarda çok fazla grup ve ücretsiz müzik var, ve bu da
ortamı oldukça gürültülü yapıyor. Müzik her yerde, parmak uçlarımızda ve cep
telefonlarımızda . Bence bir noktadan sonra insanlar çok fazla müziğe sahip
olduklarının farkına varacak ve işte o zaman bir şekilde sadece kendilerine
hitap edene odaklanacaklar.
Yakın gelecek için planlarınız neler?
Times Infinity Volume Two'yu bitirdik
bile, ve bu sene içerisinde çıkartıyoruz!
Son yıllarda, duyduğunuza şok olduğunuz
bir şey oldu mu?
Her zaman, her yerde çok fazla şoke edici
şey oluyor. Aslında dünyamızın hiçbir zaman gerçekten barış içerisinde
olmayacağını bilmek oldukça şoke edici.
Cevaplar için çok teşekkürler..Son olarak
eklemek istediğin bir şey var mı?
Tekrar Türkiye'ye gelmek için
sabırsızlanıyoru z. Yakında görüşürüz!
Yorumlar
Yorum Gönder