Ana içeriğe atla

BİR RÖPORTAJ: FRANCIS


Daha önce bu sayfalarda tanıttığımız İsveç'li deneysel pop grubu Francis, bugün 5 şarkıdan oluşan "This Must Be Blood" isimli EP'sini piyasaya sürdü...Aynı zamanda EP'nin ilk klip şarkısı, beklenildiği üzere "Traktor" oldu ve video klip de ilk kez bugün yayınlandı..Listen Before You Love olarak biz de bu hafta sonu, yeni EP öncesinde, grubun billur sesli vokali ve söz yazarı Petra Mases ile internet ortamında kısa bir röportaj yaptık...Yeni video klip "Traktor" ile beraber, yabancı ziyaretçilerimiz için röportajın orjinal metnini (the original text in English is here) de paylaşıyoruz...

İyi seyirler.

LBYL: Grup üyelerinin arkadaşlıklarının eskiye dayandığını biliyoruz..Bir araya gelip müzik yapma fikri nasıl oluştu?

Hepimiz aynı liseye gittik ve okul kafeteryalarında müzik yapmaya başladık...Ancak, mezun olduğumda benim için bu süreç sona ermişti...Sonrasında, yazdığım şarkıları çalmak isteyip istemediklerini sorma cesaretini toplamam bir yılımı aldı...

LBYL: İsveç'te yaşamak ve müzik yapmak nasıl bir duygu? Depresif ve melankolik melodilerin soğuk ülkelerden çıktığına inanılır...Ne düşünüyorsun?

Uzun ve karanlık kış günleri kesinlikle şarkı sözlerini yazarken etkiliyor..Aslında bu hava şartları, burda yaşayan herşeyi etkiliyor..Ekim ayından beri soğuk ve karanlık devam ediyor, ve nihayet son günlerde ayaklarımızın altındaki zemini görmeye başladık..Her şeye rağmen bu duygu, bildiğim en güzel duygulardan birisi..Sonunun geldiğini bildiğinizde, bu duygu tüm karanlık günleri yok ediyor..

LBYL: Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor? Sürekli beraber misiniz?

Diğer insanlar gibi çalışıyor, yemek yiyor ve uyuyoruz..Akşamları ve hafta sonları bir araya gelip prova yapıyor, içiyor ve hayal kuruyoruz !

LBYL: Grubun adı "Francis" nereden geliyor?

Aslında Francis, hepimizin olmak için gayret gösterdiği ideal karakterimizin adı. Duygusal, ütopik bir karakter.

LBYL: Müzik dışında tutkuyla bağlandığınız bir şey var mı?

Kesinlikle ! Müziğe olan tutkumuz, enerjisini sanata, sinemaya, diğer insanlara, hayvanlara ve daha fazlasına olan aşktan alıyor.

LBYL: 2002'de çıkan ilk single "Bad to the Bone" ve 2009'daki "Francis" EP'sinde kulağımıza gelen müzik biraz daha jazz ritmlerine yakındı..O günlerden bugüne müzikal anlamda ne değişti? 

Gelişme arzusu hiçbir zaman bitmeyen bir şey. Bu momentum, bizi her zaman daha derin bir anlayış için çaba göstermeye sevk ediyor..Müziğimizdeki değişim basitçe yaşlanıyor olmamızdan ve kendimizi bu şekilde ifade edecek bir yol bulmamızdan kaynaklanıyor ve umarım bu duygu hiçbir zaman tükenmez.

Bugün yaptığımız müziği ritmik ve deneysel pop olarak tanımlayabiliriz.

LBYL: Geçen sene piyasaya sürülen debut albüm ""Lekomberg, We Were Kin" tam bir başyapıttı..Bu albümden sonra hangi ülkelerde konserler verdiniz?

Teşekkürler!! The Tallest Man on Earth ile beraber 2011 bahar turnesi kapsamında Belçika, Hollanda, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, İsveç ve İsviçre'de konserler verdik..

LBYL: Peki siz son zamanlarda kimleri dinliyorsunuz?

Yeni ve eski, sert ve daha yumuşak çok çeşitli müzik türlerini dinlemeye çalışıyoruz..Bu sıralar en fazla Animal Collective ve Billie Holiday dinliyorum..

LBYL: 5 şarkılık "This Must Be Blood" EP'si bu pazartesi (bugün) yayınlanıyor..Şarkıların kayıtları nerde tamamlandı ve bu projede kimlerle çalıştınız?

Soundumuzu tamamlamak için ses mühendisi Jakob Grundtman ve video yönetmeni Johan Stolpe'dan destek aldık..İsveç'in ortasında bir kayıkhanede geçici bir stüdyo inşa ettik ve bazı vokaller de yatak odamda kayıt edildi.

LBYL: Konserlerinizde çalmaktan en fazla zevk aldığınız şarkı ve canlı çalmaktan en çok hoşlandığınız şehir hangisi?

Gerçekten çok fazla var..Ve bu aslında dinleyicinin hangi modda olduğuna göre değişebiliyor..Küçük klüplerde gürültülü şarkıları çalmak keyifli..Ancak gerçekten dinlemek isteyen dinleyici olduğunda, nerde çaldığının bir önemi yok..

LBYL: Şarkı sözlerini yazma ve kayıt aşaması mı, canlı performans mı daha eğlenceli?

Aslında her birinin farklı bir tadı var..Ve şu anda hepsini aynı anda yapıyoruz..

LBYL: Ve son olarak...Hiç Türkiye'de bulundunuz mu? Umarız bir gün burada da canlı performansınızı izleme fırsatı bulabiliriz..Burası hakkında bildiğiniz bir şey var mı?

Hiç Türkiye'de bulunmadık ama gelip ziyaret etmeyi çok isteriz ! Her gün Türk yoğurdu yiyip, bateride Türk zillerini kullanıyoruz..Ayrıca Bosphorus Bridges isimli derleme albümü de severek dinliyoruz !

LBYL: Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Teşekkürler !!

Yorumlar