Ana içeriğe atla

Bir Röportaj: Get Well Soon

 

(Fotoğraf: Clemens Fantur)

(Click here to read in English)

Alman şarkıcı, söz yazarı ve multi-enstrümentalist Konstantin Gropper'ın indie-progressive rock projesi Get Well Soon; altıncı albüm Amen'i Mart ayında yayınladı.

Aynı zamanda bir çok film ve diziler için de müzik besteleyen Gropper, 2005 yıılndan beri Get Well Soon ile müzik üretmeye devam ediyor.

24 Kasım akşamı, Garanti BBVA konserleri kapsamında Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde izleyeceğimiz Gropper ile, güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Türkiye'den Jakuzi ve Büşra Kayıkçı gibi isimleri dinlediğini söyleyen Gropper, İstanbul için harika bir turne kapanış konserine imza atmaya hazırlanıyor. 

Bu arada Get Well Soon hakkında biraz daha detay merak ediyorsanız, Zorlu PSM blogdaki şu yazıya da mutlaka göz atın derim.

Keyifli okumalar!


Selam Konstantin, nasılsın? Bugünlerde nelerle uğraşıyorsun?

İyiyim, teşekkür ederim. Bugünlerde dünyada olup bitenlerle uğraşmak oldukça yorucu görünüyor ne yazık ki. Her şeye rağmen kendimi yine de ayrıcalıklı hissediyor ve birkaç proje üzerinde çalışıyorum. Çoğunlukla film ve dizi müzikleri, tabiri caizse diğer işim de bu.

Spotify'da en çok dinlendiğin şehirlere baktığımızda, İstanbul'un Berlin'in ardından ikinci sırada geldiğini görüyoruz. Bu konuda ne söylemek istersin? Sence burada bu kadar sevilmenin nedeni ne?

Vay canına, bu tür bilgileri görebildiğinizi bile bilmiyordum, dijital medyada çok iyi olmadığımı söyleyebilriz en azından. Fakat bu harika bir haber! Hayranlığın karşılıklı olduğunu söyleyebilirim - İstanbul bugüne kadar bulunduğum en heyecan verici şehirlerden biri.  Ama müziğimin neden bu kadar sevildiğini açıklamak çok zor. Yine de bilmek harika olurdu. Temel amacımın, insanlara bir şekilde dokunan duygusal müzikler yapmak olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla İstanbul'daki dinleyicilerin bu duygusal bağı hissettiklerini duymak harika.

24 Kasım'da bir kez daha İstanbul'da olacaksın. Burada daha önce de konser verdiniz, şehir ya da dinleyicilerle ilgili aklında kalan bir şey var mı?

İstanbul'daki son konserimizde harika vakit geçirmiştik. Hatta bize şehri -ki tekrar söylemek gerekir, çok etkileyiciydi- gezdiren bir rehber eşlik etmişti. Konserde bir çok harika insanla tanıştım ve Türk sanat ve müzik dünyası ile ilgili ilginç sohbetlerimiz oldu. Seyircinin çok duygusal olduğunu hatırlıyorum. Ki bu da belki yukarıda bahsettiğim şeyi açıklıyor.

Peki önümüzdeki konserle ilgili ne hissediyorsun? Bizi neler bekliyor?

Bizim için uzunca bir süreliğine son konser olacak. Aslında "Amen" döngüsünün kapanışı diyebilirsin. O yüzden bunu güzel şehrinizde kutlamak enfes bir şey. Amen turnesi, Covid'in hepimizi zorladığı uzun süreli aradan sonra geldiği için, oldukça duygusal bir çaba oldu. Tabii ki bu durum halen devam ediyor ve turne konuları halen zor. Fakat grup kadar dinleyiciler de oldukça hevesli. Konser deneyimini özlediklerini hissedebiliyorsun. Bu nedenle tabii ki, İstanbul'daki gösterimizde de bu umut enerjisine sahip olmayı bekliyoruz. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız!

(Fotoğraf: Clemens Fantur)

Türkiye'deki müzik dünyası ile ilgili bildiğin bir şey var mı?

Yeterince değil, tabii ki. Jakuzi'yi gerçekten seviyorum. Ayrıca Kit Sebastian'ı da severim ve piyanist Büşra Kayıkçı da kesinlikle yeni klasik akım denen türün en ilgi çekici örneklerinden. (ki normalde pek sevmem) Umarım İstanbul'dayken bir kaç ipucu daha edinirim Türk müziği ile ilgili.

Çalmayı en çok sevdiğiniz sahne ya da şehir var mı?

Tabii, 15 yılı aşkın süredir sahnelerde olunca favori olan ve olmayan (ki onlardan bahsetmeyeceğim) yerler oluyor. Öte yandan, şehirler ve dinleyiciler bizi her zaman şaşırtıyor. Bir mekanın görünüşü ya da büyüklüğüne bakarak konserin iyi ya da kötü olacağını asla söyleyemezsiniz. Get Well Soon'un en iyi özelliklerinden birisi, küçük rock kulüplerinden büyük klasik müzik salonlarına kadar çok çeşitli mekanlarda çalabiliyor olmamız. En az sevdiklerim "kendi şehrimizdeki" konserler -çok fazla tanıdık insan ve bir o kadar da baskı oluyor! Fakat o kadar güzel anılarım var ki, Türkiye'ye dönmek için sabırsızlanıyorum.

Peki sen bugünlerde neler dinliyorsun?

Güzel soru. 2-3 yılda bir yaşadığım klasik müzik evrelerinden birindeyim. Yani klasik müzik dinliyorum, daha çok 20.yy'dan. Aynı zamanda post-rock grubu Arctic Monkeys'in de büyük hayranıyım. Yeni albümleri için çok heyecanlıyım, ve onlar da aynı yoldan ilerliyorlar. Bir de çok fazla Kevin Morby dinliyorum. Ama çoğunlukla eski şeyler -belki de bu orta yaş krizi habercisidir.

İlk ve son albüm arasında 14 sene var. Bu süreçte müzik anlayışının nasıl değiştiğini düşünüyorsun?

Her albümde hep yeni şeyler yapmayı denedim. Kendimi tekrar etmek en büyük korkumdur. Bu yüzden umarım müzik anlayışım gerçekten gelişmiştir. Ama bu değişim dikeyden ziyade yatay hareketler içeriyor. Hiçbir zaman popüler olmayı denemedim. Ve belki de her şey için daha az endişelendim. Bence Amen albümü, ilk albüme göre çok daha rahat ve esprili. Fakat dürüst olmak gerekirse, yıllardır ilk albümü dinlemedim. Albümler tamamlandığında onları dinlememeye çalışıyorum.

Amen albümü Mart sonunda yayınlandı. Bence kesinlikle çok başarılı bir albüm, oldukça kişisel ve şarkı sözleri çok güçlü. Sana gelen tepkiler nasıl? Kayıt sürecinden kısaca bahsetmek ister misin?

Çok teşekkür ederim. Tepkiler gerçekten de çok iyi. Her ne kadar yorumları hiç okumamış olsam da ve insanlar yüzünüze karşı çok da eleştirel olmasalar da. (Tanrıya şükür.) Fakat albümün ana fikri, kendini iyi hissettiren ve umutla ilgilenen bir albüm olması, bir şekilde karşılık bulmuş görünüyor. Bazı insanlar Get Well Soon'un geçmişte biraz karanlık ve ciddi olduğunu söylüyorlar, fakat yeni halini seviyorlar. Bu belki de kayıt sürecini de yansıtıyor. Bu sefer "fazla düşünmemeye" çalıştım. Sadece müzik yapmanın eğlenceli olduğunu düşündüm. En spontane ve bu nedenle de en hızlı yaptığım albüm oldu. Bu, konseptin bir parçasıydı. Şarkı sözleri için umut hakkında kitaplar okudum, yüksek edebi ve felsefi eserlerden en ucuz ezoterik kişisel gelişim kitaplarına kadar her şeyi. Bir de kendini optimize etme konusunu - hep eşit derecede büyüleyici ve aptalca bulduğum bir kavram

Müzik dışında tutkulu olduğun bir şey var mı?

Evet, elbette. Aksi üzücü olurdu. Filmler her zaman ana ilham kaynağım olmuştur. Aynı zamanda yemek pişirmeyi ve bunu günlük olarak yapmayı seviyorum. (değişik karmaşıklık seviyelerinde) Fakat tabii ki en tutkulu olduğum şey ailem - neredeyse unutuyordum.

Gelecek için planlarında ne var?

Şu an film ve TV dizileri için bazı müzikler üzerinde çalışıyorum. 15 yıldır film müzikleri besteliyorum ve bu gerçekten eğlenceli. Ayrıca önümüzdeki baharda sahnelenecek, çiçekler ve bahçeler üzerine orkestral bir parça üzerinde çalışıyorum.

Çok teşekkürler, eklemek istediğin başka bir şey var mı?

Ben teşekkür ederim. İstanbul'daki konserimizde bir çoğunuzu görmeyi umuyorum. Ve müziğimi dinlediğiniz için teşekkürler, ki artık biliyorum, gerçekten dinliyorsunuz.

Yorumlar