Türk pop müziği 90'lı yıllarda altın yıllarını yaşadı. O döneme ilişkin kitaplar yazıldı, harika belgeseller çekildi. Halen İstanbul'da en çok ilgi gören etkinliklerden birisi "90'lar partisi".
O yılların şarkılarını özel yapan, dinleyen herkesin damarlarına kadar hissettiği samimiyet. Özenle yazılmış şarkı sözleri, harika aranjmanlar, gerçek enstrümanlarla çalınan alt yapılar. Bir kısmımız içinse 90'lar "masumiyet" demek. O dönemin şarkıları da dahil, sanki her şey çok daha doğal ve "sahiden"di 90'larda. Belki de bu nedenle hala özlemle anılıyor.
Bu 90'lar girizgahının nedeni bugün ilk kez dinlediğim Zeynep Doruk'un bir kaç gün önce yayınlanan ilk albümü "Unutmasınlar." Albümde yer alan 8 şarkı da, beni derhal ve memnuniyetle aldı ve 90'lara bıraktı. Öyle ki, yaşınız tutuyorsa, gözlerinizi kapatıp, "Unutmasınlar Aşkım" şarkısını dinlemeye başlayın. Bir kasetçiye gidip Yonca Evcimik'in "Abone" ya da Sibel Alaş'ın "Adam" albümünü aldığınız günler aklınıza gelecektir. Albümdeki diğer şarkılar da aynı naiflikte.
Doruk'un aldığı müzik eğitimi, ustaların yanında ve son olarak Sertab Erener'le birlikte geçirdiği harika müzikal deneyim çok kıymetli. Ama şimdilik bunu bir kenara bırakırsak, bu albüm hazırlanırken 90'lardan gerçekten ilham alındı mı merak ediyorum. Zira kendisi o senelerde 13-16 yaşlarındaydı sanırım.
Zeynep Doruk'un eğitimi ve kıymetli müzikal yolculuğuna dair hikayesini buradan okuyabilirsiniz. Ben sadece albümün bana hissettirdiklerini anlatmaya çalıştım.
Rap müziğin (veya arabeskleşen rap'in) şu sıralar yükselişte olduğu, pop müzikte yeni arayışlar peşinde koşulan bu dönemde belkide 90'lar tekrar ilham verici olabilir. Ne yalan söyleyeyim bu samimiyeti, anlamlı şarkı sözleri ile "iyi" Türkçe popu özlemişim. Bana iyi geldi, belki size de gelir.
Yorumlar
Yorum Gönder