Ana içeriğe atla

AGENT RIBBONS - THAT'S NOT EDGAR'S HEART



Geçenlerde bir gece, o aradı. Aradığında giderdim, yalnızca istediğinde görüşürdük..Çok güzel bir kızdı ve ben aradığında giderdim..Yine hiç bilmediğim, varlığından haberdar olmadığım bir yerde oturduk..Ben votka söyledim, o viski istedi..Sonra anlatmaya başladı...Eylül, çok güzel bir kızdı ve konuşurdu...Bir ara üzerimizde uçan martıların seslerini duydum...Bir kadeh cin tonik istedim...Sonra fark ettim, o anlatmaya devam ediyordu...Dudakları sürekli kıpırdıyordu...Daha önce bu masada oturanları düşündüm..Konuşanları, öpüşenleri ve kavga edenleri düşündüm...Ebru hala konuşuyordu...Arada bir, söylediklerini destekler gibi, kafamı sallıyordum...Ebru, çok güzel bir kızdı, ve konuşurdu..Konuşurken, sol yanağında, dudağının hafif üstünde bir çukur oluşurdu...Martıların ne kadar güzel sesler çıkartığını düşündüm..Birbirleriyle böyle mi anlaşıyorlardı? Josephine anlatmaya devam ediyordu,  hararetli bir konuya girmiş olmalı, elleriyle sürekli birşeyler çiziyordu...Ama Josephine güzel bir kadındı, ve beni aradığında, mutlaka giderdim...Bir ara karşı masada yalnız başına oturan adam dikkatimi çekti..Öylece oturuyordu..Bunu kimse anlamaz ama insanlar bazen yalnızlığı kendileri seçer...Bu adam da seçiminden memnun gibiydi..Taze süt içmek için evinde inek besleyen bir arkadaşım, yakın zamanda yalnızlıktan ölmüştü...Yani ölüm sebebi, bildiğiniz yalnızlıktı, ve seçimi olmayan bir yalnızlık...Dilek, konuşmayı bırakmış beni izliyordu, "bana gidelim" dedi.."Evde Jager var"...Cebindeki mutluluk haplarını da gösterdi...Mutlu olmak için onlara ihtiyacı vardı...Dilek güzel bir kadındı ve onu asla geri çevirmezdim...Bütün bir gece duman ve danstan ibaretti...Ve aklımda geceden kalan tek şey "Agent Ribbons"ın bu melodileriydi...


Yorumlar