Lısten Before You Love

  Bugün keşif sahnemizde Kanadalı şarkıcı-söz yazarı Goldie Boutilier var. Nova Scotia’nın Cape Breton Adası’nda doğan Boutilier, Tammy Wynette ve Dolly Parton gibi country müzik ikonlarının etkisiyle büyüdü. Ancak onun müziği yalnızca country ile sınırlı değil; sinematik bir dokuya sahip, trajik romantizm, cazibe ve melankoli gibi temaları ustalıkla işleyen bir füzyon sunuyor. 1985 doğumlu sanatçı, müzik kariyerine çocuk yaşta başladı ve 21 yaşında Interscope Records ile ilk plak anlaşmasını imzaladı. O günden bu yana, farklı isimler ve türler arasında gezinerek kendi sanatsal kimliğini inşa etti. Boutilier’in müzik yolculuğu, hem kişisel hem de profesyonel dönüşümlerle dolu. Los Angeles’a taşındıktan sonra, önce “My Name Is Kay” adıyla pop ve EDM türlerinde eserler üretti; Tiësto ve Steve Aoki gibi isimlerle iş birliği yaptı. 2015’te Universal Records’tan ayrıldıktan sonra Paris’e taşınarak “Goldilox” adıyla DJ’lik yaptı ve elektronik müzik sahnesinde adından söz ettirdi. 2019’da...

  Tame Impala, psychedelic pop’un sınırlarını zorlamaya devam ediyor ve yeni single “Loser” ile hayranlarını bir kez daha büyülemeyi başarıyor. 3 Eylül'de yayımlanan şarkı, Kevin Parker’ın liderliğindeki projenin beşinci stüdyo albümü Deadbeat ’in ikinci single’ı olarak karşımızda! Temmuz ayında çıkan house esintili “End of Summer” ile başlayan bu yeni dönemin, “Loser” ile daha da renkli bir hale geldiğini söyleyebiliriz. “Loser”ın Sam Kristofski yönetmenliğindeki klibi, Stranger Things’ten tanıdığımız ve Djo adıyla müzik yapan Joe Keery’yi başrolde ağırlıyor. Los Angeles’taki Bob’s Market adlı bir bakkalın önünde geçen video, Keery’nin canlandırdığı karakterin sevgilisiyle yaşadığı bir tartışmanın ardından melankolik bir ruh haline bürünmesini konu alıyor. Keery, bir bira alıp marketin önünde otururken, bir an için Kevin Parker ile yer değiştiriyor ve bir fısıltı şeklinde duyulan "Fuck" ile video sona eriyor:

  Avusturya müziğinin en özgün isimlerinden biriyle tanışın: Mira Lu Kovacs. 1988 doğumlu müzisyen j azz, folk, alternatif pop ve deneysel müzik türlerini ustalıkla harmanlıyor.  Kovacs, 2013-2019 yılları arasında Schmieds Puls adlı trio projesiyle büyük başarı elde etti. İlk albümleri Play Dead (2013), eleştirmenlerden tam not aldı ve Kovacs’ın zarif vokalleri ile akustik gitar becerilerini ön plana çıkardı. Ardından gelen I Care a Little Less About Everything Now (2015), Amadeus Ödülü’nü kazanarak sanatçının Avusturya müzik sahnesindeki yerini sağlamlaştırdı. 2018’de yayımlanan Manic Acid Love ise daha elektronik ve deneysel bir sound ile dinleyicileri büyüledi. 2021’de, Kovacs ilk kez kendi adıyla bir solo albüm olan What Else Can Break ’i yayımladı. Bu albüm, derin duygusal temaları ve minimalist ama etkileyici düzenlemeleriyle dinleyicilere bir “müzikal sığınak” sundu. 2024’te çıkan ikinci solo albümü Please, Save Yourself ise daha cesur ve güçlü bir sound ile dikkat...

Keşif sahnemizde bugün Avustralya'dan Harry Foxton var. Geleneksel country motiflerini modern indie-rock ve heartland rock öğeleriyle birleştiren sanatçı, Sam Fender, Zach Bryan, War on Drugs ve City & Colour gibi sanatçılardan etkilendiği belirtiliyor. Şu aralar 2026 başında yayımlamaya hazırlandığı Fear & Forgiveness albümü için hazırlıklarını sürdüren müzisyeni, albümden paylaşılan Seen The Dark şarkısı ile dinliyoruz:

  Keşif sahnemizde bugün  Avustralya kökenli bir müzisyen, şarkıcı ve söz yazarı olan  Ciara Lea var. Kuzey Londra’da büyüyen ve şu anda Portekiz’in Lizbon şehrinde yaşayan sanatçı ilk single’ı Cry (2021) ile dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Lea, i ndie pop ve singer-songwriter tarzlarını harmanlayarak duygusal derinlik ve samimiyetle dolu bir müzikal evren yaratıyor. Ciara Lea’nın müzik kariyeri, sokak performanslarıyla renklenen bir serüvenle başladı. Lizbon’un canlı sokaklarında gitarıyla şarkılarını paylaşırken, kısa sürede yerel müzik sahnesinde bağlantılar kurdu ve dinleyici kitlesini genişletti. Sanatçının son şarkısı Shake'e aşağıdan ulaşabilirsiniz, fakat benim favorim Feel It olduğu için bonus olarak onu da aşağıya bırakıyorum :)    

Florence + The Machine, 31 Ekim 2025'te yani tam Halloween günü, altıncı stüdyo albümleri Everybody Scream ile geri dönüyor. Bu sürpriz dolu projede Florence Welch, son iki yılı mistisizm, cadılık ve folklorik korku temalarıyla içsel bir keşfe ayırmış durumda. Albüm, Welch’in hayati öneme sahip bir ameliyatın ardından yaşadığı iyileşme sürecinden ilham alıyor. Bu deneyim; bedenin sınırlarını sorgulama, ruhsal mistisizm ve korkunun büyüsüyle birleşen yaratıcı bir dönüşüme evrilmiş. Albümde Florence Welch'in üretkenliğine; Mark Bowen (IDLES) , Aaron Dessner (The National) ve Mitski gibi isimler eşlik ediyor. Albümün aynı isimli ilk single’ı “Everybody Scream”, Florence + The Machine'in tarzında karanlık bir döneme işaret ediyor. Şarkıda, Florence sahnede kontrolünü yitirmiş bir büyücü edasıyla "Look at me run myself ragged / Blood on the stage / But how can I leave you when you’re screaming my name?" gibi yoğun sözlerle kendini ifade ediyor. Autumn de Wilde taraf...

  Paris’in indie pop sahnesinde parlayan bir yıldız olan Kids Return, 2021 yılında Clément Savoye ve Adrien Rozé tarafından kurulan bir Fransız müzik ikilisi. Çocukluk arkadaşları olan bu iki müzisyen, Takeshi Kitano’nun Kids Return filminden ilham alarak oluşturdukları grup adıyla, nostalji ve samimiyet dolu bir müzikal yolculuğa çıkıyor. Müzikleri, 90’ların Britpop enerjisiyle French Touch’ın zarif dokunuşlarını harmanlayarak dinleyiciyi adeta bir zaman yolculuğuna davet ediyor. Kids Return’ün sound’u, The Beatles, Blur ve Arctic Monkeys gibi İngiliz rock klasiklerinden, Air ve Phoenix gibi Fransız elektronik müziğin öncülerine kadar geniş bir yelpazeden besleniyor. Ayrıca Ennio Morricone ve Joe Hisaishi gibi film müziği bestecilerinin sinematik etkileri, grubun melodilerinde belirgin bir şekilde hissediliyor. Clément ve Adrien, müziklerini “nostaljik pop” olarak tanımlıyor; bu, hem modern hem de retro bir his uyandıran, duygusal derinliği olan bir sound. Şarkıları, genellikle ç...

  Los Angeles merkezli 22 yaşındaki şarkıcı-söz yazarı Alex McArtor, indie pop ve rock pop sahnelerinde hızla adını duyuran genç bir yetenek. 2019’da yayımladığı ilk single’ı “Are You Alone” ile müzik dünyasına giriş yapan McArtor, o zamandan beri kendine özgü tarzı ve derin duygularla dolu şarkı sözleriyle dikkat çekiyor. Billboard, Spin, FLOOD ve KCRW gibi prestijli yayınlardan övgüler alan sanatçı, çocukluğunda country müziğin etkisinde büyüdü. Willie Nelson gibi klasik country sanatçılarının konserlerine katılan sanatçı, ailesiyle geçirdiği müzik dolu gecelerden ilham aldı. Ancak onun müzikal paleti country ile sınırlı değil; David Bowie, Roxy Music ve The Cars gibi ikonik isimlerden etkilenerek indie pop, rock ve alternatif popun sınırlarını zorluyor.  Sanatçının son şarkısı Only You'yu buradan , yine 2024 yılı içerisinde çıkan In the Dark şarkısını ise hemen aşağıdan dinleyebilirsiniz:

  Geçtiğimiz hafta, İstinye Park’taki Hifilife mağazasında, Focal’in efsanevi Utopia serisinin yeni üyesi Diva Utopia Aktif Hi-Fi Hoparlör ’ün Türkiye lansmanına katılma fırsatı buldum. Bu özel etkinlik, hem Focal’in köklü tarihçesine bir saygı duruşu niteliğindeydi hem de markanın yenilikçi vizyonunu gözler önüne seren bir deneyim sundu. Focal: Ses Tutkusunun 40 Yılı 1979 yılında Fransa’nın Saint-Étienne şehrinde kurulan Focal, ses teknolojilerinde mükemmeliyetin peşinde koşan bir marka olarak dünya çapında ün kazandı. Kuruluşundan bu yana, hoparlör sürücüleri ve ses sistemleri üretiminde öncü olan Focal, her zaman sanat ve teknolojiyi birleştirme felsefesini benimsedi. 2011’de İngiliz yüksek kaliteli elektronik üreticisi Naim Audio ile birleşerek Vervent Audio Group’u oluşturan marka, bu iş birliğiyle hem akustik hem de elektronik alanında çığır açan ürünler sunmaya devam ediyor. Utopia serisi, Focal’in bu mirasının en prestijli temsilcisi olarak, audiophile dünyasında bir efsane...

  (Click here for English) Bu yıl 7-9 Ağustos tarihlerinde on yedinci kez İsveç'in Göteborg şehrinde düzenlenen Way Out West festivali, kendi rekorunu kırarak tam 78.000 müzikseveri ağırladı. Organizatör Luger'in festival yöneticisi Kimmie Winroth şöyle söylüyor: "Bu yılki festival birçok yönden özel ve uzun süre hatırlayacağımız bir yıl oldu. Yeni rekor, festivalin bizim için olduğu kadar birçok insan için de önemli olduğunu gösteriyor; bu bize Way Out West'i daha da iyileştirmek için motivasyon veriyor." Slottsskogen parkının yemyeşil alanında gerçekleşen bu üç günlük etkinlik, indie rock'tan hip-hop'a, elektronikten pop'a uzanan geniş bir yelpazede sanatçıları bir araya getirdi. Ben de oradaydım ve festivalin enerjisi, yağmurlu havaya rağmen hiç düşmedi. Sahne performansları, sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar ve şehirle iç içe geçen atmosferiyle Way Out West, gerçekten harika bir deneyim sundu. Fotoğraf: Timothy Gottlieb Hem Göreborg'u daha ...

Bugün keşif sahnemizde İrlanda’nın Cork şehrinden çıkan ve çok yönlü müzik kariyeriyle dikkat çeken bir şarkıcı-söz yazarı var: Caoilian Sherlock. Caoilian Sherlock, 15 yaşından beri şarkı yazıyor ve müzik yapıyor. Kariyerine Saint Caoilian adıyla 2017’de yayımladığı The Faraway EP’siyle adım atan sanatçı, Roy Harper, Ryley Walker ve Joan Shelley gibi isimlerle turnede yer alarak erken dönemde dikkat çekti. Çeşitli müzik festivallerinde, Body & Soul, Another Love Story ve Quiet Lights gibi etkinliklerde sahne alarak İrlanda müzik sahnesinde kendine sağlam bir yer edindi. 2023 yılında yayımladığı ilk solo albümü Teenage Jesus , Sherlock’un müzikal evriminin bir yansıması oldu. Albüm, lo-fi folk’tan psikedelik indie rock’a geçiş yapan bir soundla dinleyicilerin beğenisini kazandı. John Prine, Bob Dylan ve Carole King gibi 60’lar ve 70’ler klasiği şarkı yazarlarından ilham alan Sherlock, aynı zamanda The Strokes, A Tribe Called Quest ve Animal Collective gibi daha modern ve eklektik ...

İngiltere’nin Wight Adası’ndan çıkan ve 2022’deki kendi adını taşıyan çıkış albümleriyle müzik dünyasını sarsan Wet Leg, ikinci albümleri Moisturizer ile geri döndü. 11 Temmuz 2025’te Domino Recording Company etiketiyle yayımlanan bu albüm, Rhian Teasdale ve Hester Chambers liderliğindeki grubun artık resmi olarak bir beşliye dönüştüğünü müjdeliyor: Gitarist Joshua Mobaraki, basçı Ellis Durand ve davulcu Henry Holmes’un da tam zamanlı üye olarak ekibe katılmasıyla Wet Leg, daha güçlü, daha cesur ve daha kendinden emin bir sesle karşımızda. Bir Aşk ve Mizah Şöleni Moisturizer , Wet Leg’in alametifarikası olan esprili, alaycı ve absürt tavrını korurken, bu kez daha derin ve içten bir temaya odaklanıyor: aşk. Ama bu, bildiğimiz romantik baladlardan uzak, adeta çıldırmışçasına yoğun ve kaotik bir aşk. Rhian Teasdale’in kendi deyimiyle, albümdeki aşk şarkıları “kibar” olmaktan çok “umutsuz” ve tutkulu. “CPR” ile açılan albüm, bu ruhu hemen hissettiriyor: Teasdale’in “Acil 999’u ara, bana s...

Avustralyalı müzik dehası Kevin Parker’ın projesi Tame Impala, beş yıllık bir aradan sonra yeni single’ı “End of Summer” ile geri döndü. 25 Temmuz 2025’te Columbia Records etiketiyle yayınlanan bu yedi dakikalık parça, Tame Impala’nın müzikal evriminde yeni bir sayfa açıyor. Psikedelik rock’tan disco ve elektronik müziğe uzanan serüvenine, bu kez acid house ve 90’lar rave kültüründen ilham alan bir dans havası ekliyor. Kevin Parker, “End of Summer”ı sosyal medya paylaşımında “Yeni bir çağın başlangıcı” olarak nitelendirdi. Gerçekten de, bu parça Tame Impala’nın alametifarikası olan psikedelik dokuları korurken, dans müziğinin derin ve nostaljik sularına cesur bir dalış yapıyor. 1989’un acid house yazından, 90’ların özgür partilerine ve Avustralya’nın “bush doof” kültürüne uzanan bir ilham zinciriyle, Parker bu parçada hem retro hem de fütüristik bir atmosfer yaratıyor. Kevin Parker’ın Dua Lipa’nın Radical Optimism albümünde prodüktörlüğü ve Justice ile Grammy kazanan “Neverender” iş b...

  İsveç’in Göteborg kentinde her yıl düzenlenen Way Out West Festivali , müzikseverlerin ve kültür tutkunlarının buluşma noktası olarak 2007 yılından beri Avrupa’nın en prestijli festivallerinden biri konumunda. Slottsskogen Parkı’nın yemyeşil atmosferinde gerçekleşen bu üç günlük etkinlik, rock’tan hip-hop’a, elektronik müzikten indie’ye uzanan geniş bir müzik yelpazesi sunuyor. Festival, sadece müzikle sınırlı kalmayıp film gösterimleri, sanat sergileri ve sürdürülebilirlik odaklı etkinlikleriyle de dikkat çekiyor. Festivalin Tarihçesi Way Out West, 2007 yılında ilk kez düzenlendiğinde hem izleyiciler hem de eleştirmenler tarafından İsveç’in en iyi etkinliği olarak övgü topladı. Prince, Kanye West, Kendrick Lamar, Florence + The Machine, Alicia Keys, Robyn ve The Cure gibi dünya çapında yıldızların sahne aldığı festival, kısa sürede İskandinavya’nın en popüler müzik etkinliklerinden biri haline geldi. 2012 yılında tam anlamıyla üç günlük bir festivale dönüşen Way Out West, ayn...

  Avrupa’nın yükselen alternatif müzik festivallerinden Grape Festival, bu yaz da kulaklarımızı ve ruhumuzu doyurmaya geliyor. 2025 edisyonu, yine elektronikten indie rock’a, hip-hop’tan deneysel soundlara kadar geniş bir müzikal yelpazeye sahip. Slovakya’nın Trenčín şehrinde, eski bir havaalanı pistinde kurulan bu festival; sadece bir müzik etkinliği değil, aynı zamanda görsel sanatlar, özgürlük ve yaratıcılığın da kutlandığı büyük bir topluluk buluşması.  Ne Zaman? Nerede? Tarih: 8–9 Ağustos 2025 (Cuma & Cumartesi) Mekân: Letisko Trenčín (Trenčín Havalimanı), Trenčín, Slovakya Birkaç yıldır Trenčín Havalimanı’nda düzenlenen festival, geniş açık alanı ve farklı sahne kurulumlarıyla gerçek bir “müzik playground”una dönüşüyor.  Line-Up: Grape Bu Yıl Da Şarap Gibi 2025 programı, hem alternatif sahnenin büyük isimlerini hem de Avrupa’nın genç ve heyecan verici yeni yeteneklerini bir araya getiriyor. İşte öne çıkan isimlerden bazıları: Justice (FR): Fransız elektronik müz...

  Britpop’un efsanevi gruplarından Pulp, 24 yıllık bir aradan sonra yeni albümleri More ile geri dönüyor. 6 Haziran’da piyasaya sürülecek albümün ikinci single’ı “Got To Have Love”, dün dinleyicilerle buluştu ve tam anlamıyla 90’lar Pulp ruhunu yansıtan bir başyapıt. “Got To Have Love”, Jarvis Cocker’ın kendiyle yüzleştiği, aşk kavramına dair derin ve bir o kadar da teatral bir diyalog sunuyor. Cocker, şarkının yazım sürecinde aşk kelimesini telaffuz etmekte zorlandığını itiraf ediyor: “‘Bu kelimeyi 40’lı yaşlarıma yaklaşana kadar söyleyemedim. Sürekli aşk şarkıları dinliyordum ama bu kelimeyi gerçek hayatta kullanamıyordum. Bu şarkı, kendime bu konuda verdiğim bir azar gibi.” Bu samimi itiraf, şarkının sözlerini daha da anlamlı kılıyor. Şarkı, aşkın hayatın anlamını bulmadaki vazgeçilmezliğini vurgularken, Cocker’ın kendine has melodramatik vokalleriyle dinleyiciyi büyülüyor. “Got To Have Love”, Pulp’ın klasik sound’unu modern bir dokunuşla harmanlıyor. Şarkı, disko etkili ritim...