Ana içeriğe atla

BİR RÖPORTAJ: JONATHAN BREE

(click here for English)

Yeni Zelandalı müzisyen ve prodüktör Jonathan Bree, 90'ların sonu ve 2000'li yıllarda grubu The Brunettes ile ciddi bir hayran kitlesi oluşturmuştu. 2013 yılından beri solo albümler yayınlıyor. 

Geçtiğimiz sene yayınlanan son albümde yer alan "You're So Cool" şarkısının videosu Youtube'da 10 milyonun üzerinde izleyiciye ulaştı.

Jonathan Bree 10 Mayıs'ta Salon sahnesinde olacak. Etkinlik biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Fırsattan istifade kendisi ile The Brunettes yıllarını, klip ve canlı performanslarında kullandığı elastik maskeleri ve Princess Chelsea ile olan ilişkileri dahil bir çok konuda sohbet ettik.


Merhaba Jonathan, öncelikle röportaj teklifini kabul ettiğin için çok teşekkürler. Yeni Zalandalı olduğunu biliyorum, halen orada mı yaşıyorsun? Bize biraz Yeni Zelanda’nın müzikal atmosferinden bahsetmek ve lokal grup önerilerinde bulunmak ister misin?

Aslında şu an ben ve tur ekibi bir çeşit göçebe hayatı yaşıyoruz. Yine de yakın zamana kadar hepimiz Yeni Zelanda’da yaşıyorduk. Eskisi kadar lokal müzik sahnesine hakim değilim ama geçtiğimiz sene birlikte çalma fırsatı yakaladığım iki yeni harika grubu önermek isterim: “Green Grove” ve “Polyester”

2002 yılında, Scott Mannion ile birlikte plak şirketi Lil’ Chief Recourd’u kurdunuz. Böyle bir şirket kurma fikri nasıl oluştu?

Gerçekten yetenekli bir çok sanatçı var ama bu sanatçılara destek verebilecek lokal bir plak şirketi bulunmuyordu. O dönem hissettiğimiz bu hayal kırıklığından hareketle şirketi kurduk.

The Brunettes yıllarını nasıl anımsıyorsun, grubu özlediğin oluyor mu?

The Brunettes’le geçen yıllarıma ilişkin çok güzel anılarım var. Tura çıktığımız dönemde  bir çok arkadaş edinmiştik. Ciddi bir turne programımız vardı ve bu nedenle ekibe de çok fazla kişi gelip gitti. Hala bu insanların çoğu ile görüşüyorum. Her birimizin şu an devam eden farklı projeleri var.

Öte yandan sen Princess Chelsea albümünün prodüktörlüğünü de yaptın. Hatta viral hale gelen The Cigarette Duet şarkısında kendisine eşlik ederek, video klip yönetmenliğini de üstlendin. Sence bu şarkı neden bu kadar sevildi, ve Chelsea Nikkel ile aranızda nasıl bir bağ var?

Chelsea inanılmaz yetenekli bir şarkı yazarı. The Cigarette Duet şarkısında, bir çok çiftin yaşadığı ama daha önce hiçbir şarkıya konu edilmemiş çok genel bir konuyu ele aldı.  İşte bence bu yüzden çok zekice yazılmış ve bir o kadar da basit bir şarkı, oldukça popüler olabildi.


Peki video klip ve albüm kapağında elastik maske kullanma fikri nereden çıktı? Bu maskeleri canlı performanslarınız esnasında da takıyorsunuz, değil mi?

Daha önce maske kullanan farklı gruplarda yer almıştım. Bence maske kullanmak hem izleyen açısından hem de performans sahibi açısından çok fazla avantaj sağlıyor. Bu –bir nevi- alt ego ilk defa 2014 tarihli Weird Hardcore videosunda ortaya çıktı.

10 Mayıs’ta Salon İKSV sahnesinde olacaksınız. Geçtiğimiz sene de Chill-Out festivali için İstanbul’daydınız. Seyirci ya da şehirle ilgili hatırladığınız bir şey var mı?

Daha önce birkaç kez İstanbul’a seyahat etme şansım oldu ve her defasında şehri biraz daha fazla keşfettim. Bence çok özel bir yer. Chill-Out sahnesindeyken katılımcıların çok merakını çekebildiğimizi sanmıyorum ama Salon’daki konserimizle tüm dinleyicilerimizle kuracağımız bağ için çok heyecanlıyım.

Amerika ve Avrupa dahil bir çok ülkede konser veriyorsunuz. Çalmaktan özellikle keyif aldığınız bir şehir ya da mekan var mı?

Hayır yok aslında. Seyahat ettiğimiz tüm şehirler için heyecanlanıyorum. Sadece bazı şehirlerde yaşayan arkadaşlarım olduğu için, onlarla görüşebilme imkanı daha da heyecanlandırıyor ama son derece kişisel bir durum bu.

Bugünlerde dinlediğin müzisyenler kimler?

Bugün yürüyüşe çıktım ve vefatıyla ilgili haberleri duyduktan sonra Scott Walker dinledim. “It’s Raining Today” çok güzel bir şarkı.

Müzik dışında tutkuyla bağlandığınız bir şey var mı?

Kuantum fiziği.. Tamamıyla anlamaya yetecek kapasitem yok ama uzay zaman teorileri ilgimi çekiyor.

Aşağıdaki boşlukları doldurabilir misin?

• Müziksiz bir hayat, çok kasvetli olurdu.

• Müzisyen olmasaydım, üzgün olurdum.

• Bazen kendimi, duştayken şarkı söyler buluyorum.

• Neşelenmek için, çalışırım.

• Aşk, çetrefillidir.

• Eğer bir film karakteri olsaydım, Dewey Cox olurdum.

Çok teşekkürler! Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?

Salon İKSV’de görüşmek üzere!




Yorumlar